16 Mayıs 2013 Perşembe

Çok Pis Gaza Geldik Lan!

Geçen gün bizim çocuklarla durduk yere can sıkıntısından bir şeylere karşı çıkalım dedik. Önce can sıkıntısına karşı çıktık ardından can sıkıntısından yana olanlarla birbirimize girdik. Sonra baktık öyle olmayacak, herkese karşı çıkalım dedik.

Sokağa çıktığımızda mahalledeki bazı sokaklar lokal anesteziyle uyutulmuştu. "Bunu yapanın kim olduğunu biliyorum, ama söylemem" dedi Baykuş. Baykuş, müneccim boku yemiş bir arkadaşımızdır, yeminle. Bunun ailesi çok dindarmış... Onu tuhaf davranışlarından ötürü bir gün hocaya götürüp üfletmişler, hocanın notaya aldığı "Üflediler söndüm, karanlıkta gördüm" adlı şarkı ile eve dönen ve sakin davranışlarıyla ailesini mutlu eden Baykuş, o gün bu gündür günleri karıştırıyor.

Baykuş'un bu sözü üzerine etrafa daha dikkatli baktık: Polisler köşe başlarını tutmuşlar, Hicri İzgören'den kimlik soruyorlar; açıp yarasını gösteriyor: "Bak, şu dostun yarası", "Bak, bu gönül yarası", "Bak, bu da dövme"... Nasıl bir dövmedir o... Ağzını burnunu dağıtıyorlar, şiirleri sosyal medyaya saçılıyor... Herkes bir ağız alıp öpüyor, bir burun alıp olmadık işlere sokuyor...

Bizimkilerden Gênco, birden koşmaya başlıyor polislere doğru... Ne oluyor demeye kalmadan aklımıza leb demek geliyor, leblebiyi anlayan herkes başlıyor ardından koşmaya...

Devletimiz bir sürü adam tutmuş... Pardon ya, elim sürçtü adam yazdım... Bir sürü Polis tutmuş, Avrupa'dan ithal biber gazı dağıtıyor, hem de bedavaya... Yetişen kapıyor, yetişemeyen gözyaşı içinde... Kim nasiplenmek istemez ki?

Biz de atıldık, "bize de verin lan" dedik. Kalabalığımız karşısında apışıp kaldılar, ikram üstüne ikram... Ver gazı, ver gazı...

Sana bu satırları şu an mutfaktan yazıyorum... Şişman tüpü açtım, gaz çekiyorum...

"Demedi" deme, dedim valla: "hepimiz gaza geldik"